Türkiye Aşığı Bir Girişimci: Yamada Torajirō

Yamada Torajirō (nam-ı diğer Yamada Sōyū; 1 Ekim 1866 – 13 Şubat 1957) Türkiye-Japonya ilişkilerinin geliştirilmesinde önemli rol oynamış bir girişimci, aktivist ve çay töreni ustasıdır.

Sohen çay seremonisi okulunun 8. nesil temsilcisiydi (iemoto). 1892 yılında Ertuğrul gemi kazası için bağışta bulunmak üzere Osmanlı İmparatorluğu’na (daha sonra Türkiye) gitmiş ve Japonya ile Türkiye arasındaki mübadeleye derinden dahil olan bir kişi olarak bilinmektedir.

Torajiro, 1866’da Numata klanının kahyalık görevini yürüten Nakamura Yuzaemon’un ikinci oğlu olarak klanın Edo’daki (günümüzde Tokyo) evinde dünyaya geldi. Sekiz yaşına kadar Numata’da yaşamış ve Meiji Restorasyonu’ndan sonra Tokyo’ya taşınmıştır. Burada yaşarken Sōhen çay töreni okulunda nesillerdir devam eden geleneği devralacak bir varis olmaması nedeniyle 1881’de Yamada ailesine evlatlık olarak verilir.

Ancak henüz bu görevin getirdiği sorumluluklara hazır olmadığını düşünen Torajiro, başka bir alana yönelerek Kuga Katsunan (1857-1907), Fukuchi Genichiro (1841-1906) gibi isimlerle birlikte çalışmaya karar vererek gazetecilik dünyasına girdi.

Tokyo’da yazın dünyasında bir yandan siyasi faaliyetlere ilgi gösterirken diğer yandan da  yayıncılıkla ilgileniyordu.

1890 yılında, Ertuğrul fırkateyni vakasının ardından konuya ilgi duyan Torajiro bir bağış kampanyası düzenleyerek topladığı paraları kurbanların ailelerine göndermek üzere harekete geçti. Bu kampanyada yakın arkadaşı Nihon Shimbunsha Gazetesi’nden Kuga Katsunan ile işbirliği yapmış,  ülkeyi gezerek konuşmalar vermiş ve iki yılda 5.000 Yen kadar önemli bir miktarı toplamayı başarmıştır. Başlangıçta parayı Türkiye’ye göndermeyi planlamakla birlikte dönemin Dışişleri Bakanı Shūzō Aoki (1844-1914) ile yaptığı görüşme üzerine parayı bizzat götürmesinin doğru olacağına ikna olmuştur.

Bu kararı hızla hayata geçiren Torajiro, Nisan 1892’de İstanbul’a gelerek bağışı Osmanlı yetkililerine teslim etti. Herhangi bir resmi göreve sahip olmadan, kendi insiyatifi ile gelen Torjiro’nun bu fedakarca davranışı ilgi ve takdir görmüş, Sultan II. Abdülhamit II huzuruna dahi kabul edilmiştir. Bu ihtimali hesap etmiş olsa gerek, bu görüşmede padişaha aile yadigarı bir samuray zırhı ve bir kılıç hediye etmiştir. Bu değerli eserler halen Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenmektedir.

İstanbul’da kaldığı birkaç ay boyunca Torajiro’nun yeni bağlantılar kurarak Japon ürünlerinin sergilenerek satışının yapılacağı bir mağazanın ön hazırlıkları ile meşgul olduktan sonra Japonya’ya geri döner.  Ancak fazla geçmeden hazırlıklarını tamamlayacak, bu yatırım için gerekli sermaye desteğini Kenjiro Nakamura’dan temin ederek İstanbul’a dönecekti. Böylece 1893’te Osmanlı İmparatorluğundaki ilk ve tek Japon mağazası “Nakamura Shoten” adıyla Pera Pasajı No:81 adresinde açılmıştır.  

Bu tarihten sonra arasıra geçici olarak Japonya’ya dönse de genel olarak İstanbul’da ikamet ederek hem mağaza ile ilgilenmiş hem de farklı alanlardaki girişimlerini geliştirmiştir. 1899’da Nakamura ailesinin kızı Tami ile evlenmiş ancak ağırlıklı olarak İstanbul’da yaşamaya devam etmiştir.

Torajiro’nun İstanbul’da bulunduğu dönemde, Japonya ile Osmanlı İmparatorluğu arasında resmi diplomatik ilişkiler henüz kurulmamış olduğundan İstanbul’a resmi veya özel amaçla gelen Japon ziyaretçiler Nakamura Shoten’i mutlaka ziyaret ediyor ve onun misafirperverliğinden yararlanıyorlardı. Bu misafirler arasından ünlü yazar ve Kokumin Shimbun Gazetesi imtiyaz sahibi Tokutomi Sohō (1863-1957), bankacı ve yazar Fukai Eigo (1871-1945), gazeteci Asahina Chisen (1862-1939), hukukçu ve gazeteci Mochizuki Kotarō (1866-1927), Japonya’da modern mimarinin babası olarak bilinen mimar Itō Chūta (1867-1954) ve ülkenin önde gelen kamuoyu önderlerinden yolup daha sonraları genç Türkiye Cumhuriyeti’ne yatırım yapacak olan Kont Ōtani Kōzui gibi isimler de vardı.

Torajiro 1904-1905 yılları arasında yaşanan Rus-Japon savaşı sırasında Rusya’ya ait Karadeniz Filosunun İstanbul Boğazından geçişini gözlemleyerek, Osmanlı hükümetinin de göz yummasıyla, Rus gemileri hakkındaki bilgileri Viyana’daki Japon Büyükelçiliği aracılığıyla Japonya’ya göndermiştir.

Bu savaş sırasında askerlerin ihtiyacı olan sigaranın yeni bir iş sahası olduğunu farkeden Torajiro tütün mamülleri ve sigara kağıdı üretimine odaklanmıştır. Amacı Anadolu’da yetişen tütünü ihraçla başlayarak zamanla bu teknolojiyi Japonya’ya taşımaktı. Bu amaçla 1905’te Osaka’da “Tōyō Kağıt Üretim A.Ş.”yi kurmuştur.

1911’de Osmanlı İmparatorluğu’ndaki deneyimlerini aktardığı “Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri” (Toruko Gakan) adlı hatıra kitabını Japonya’da yayınlamıştır. Bu dönemde artık ağırlıklı olarak Japonya’da ikamet etmekte ve ticaretle iştigal etmektedir. 1927’de Osaka Suita’da “Suita Kağıt Kağıt Üretimi A.Ş.”yi kurdu.

1923’ten itibaren Sōhen-ryū çay töreni okulunun üstadlık makamını ele alarak bu sanatın yaygınlaştırılması ve öğretilmesi için çalışan Torajiro Türkiye’de gelişmeleri yakından izlemeye devam etti. Osmanlı devletinin yıkılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması üzerine iki toplum arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi için çalışmaktan geri durmamıştır. Bu amaçla 1925’te büyükelçi vekil Hulusi Fuad (Tugay) ve yeni cumhuriyete destek olmak için yatırım yapmaya karar vermiş olan Otani Kozui’yi de yanına alarak Osaka’da “Japon-Türk Dış Ticaret Derneği”nin (Nichi-Do Bōeki Kyōkai) kuruluşunda aktif rol oynamıştır.

Yine bu derneğin katkıları ve Istanbul’da konuşlu diplomat Hitoshi Ashida’nın (1887-1959; 1948’de başbakan) da desteği ile Karaköy’de bir binada “Japon Ticaret Sergisi” (Nihon Shōhinkan) açılmıştır. Bu bina 1937’de savaş ortamına sürüklenen dünya ekonomisinden de etkilenerek faaliyetlerine son vermiştir. Aynı yıl bu gelişmelerden etkilenen “Japon-Türk Dış Ticaret Derneği” adını “Yakındoğu Dış Ticaret Derneği” olarak değiştirmiştir.

1929 Nisan ayında Torajiro’nun girişimleri ile dernek, Kushimoto Ertuğrul şehitliğinde bir anma töreni düzenleyerek “Kōzui Kitabesi” olarak bilinen 2.5 metrelik bir anıt yerleştirmiştir. Kitabenin metni Otani Kozui tarafından yazılmıştı. Kozui’nin yeğeni olan İmparator Hirohito şehitlik ve anıtı aynı yıl Haziran ayında ziyaret etmiştir.

Torajiro 1931 yılında Türkiye’yi son kez ziyaret etti.

Hayatının geri kalanını Japonya’da geçiren Torajiro, iş dünyasından uzaklaşarak çay töreni okulunun faaliyetleri ile meşgul olmuş ancak Türkiye sevgisini 1957’de 91 yaşında vefat edene kadar hiçbir zaman unutmamıştır.

Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri (Toruko Gakan)

Yamada Torajiro’nun 1890’lı ve 1900’lü yılları kapsayan izlenimleri ile 1908’den sonraki gelişmelerin elealındığı pasajları da ekleyerek 1911’de Japonya’da bastırdığı Toruko Gakan, Japon okuyucuya hitaben Osmanlı dünyası üzerine izlenimlerini topladığı, II. Abdülhamid dönemi İstanbul’u ve Türklerin hayatı hakkında, bu topraklarda uzun süre yaşamış, İstanbul Türkçesini iyi bilen bir Japonun kaleme aldığı ilk eserdi. Yamada’nın Osmanlı Türkiyesi üzerine yazdığı bu kitap, Türkler ve çok dinli, çok milletli imparatorlukları üzerinden gözlemlenen Osmanlı İslam dünyasına dair çağdaş bir Japonun ilk elden görgü tanıklığıdır. Kitap Osmanlı dünyasına yönelik tespitlerinde, hem büyük ölçüde Japon kültür, estetik ve tarihinin filtresinden bakışıyla hem Meiji Japonlarının benimsediği “Batılı” perspektifiyle özel ve eşi olmayan bir yere sahiptir. Yamada bu yapıtında İstanbul’un gündelik yaşamını, saltanat şehrinin yüzyıl sonu atmosferi üzerine ilgi çekici ve bir bölümü benzersiz gözlemlerle anlatır. Kitap modern Türk-Japon ilişkilerini başlatan olay olarak tanımlanan 16 Eylül 1890’daki Ertuğrul fırkateyni faciası hakkında, döneminde bilinenleri aktaran “Maziye Bir Bakış” kısmı ile sona erer.

Kitap, 2014’te Selçuk Esenbel tarafından Türkçeye çevrilerek İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanmıştır.

Kitapta Yamada’nın İstanbul ziyaretleri sırasında yakından tanıdığı, önde gelen bir çok Japon aydınının izlenim ve duygularını içeren şiir ve yazıları da içerir. Bunlardan ünlü mimar Itō Chūta tarafından yazılan bir örnek şöyledir:

O kadim zamanlarda
Bir inek suretinde
Aşığı Boğaziçi kıyılarında
Uzakta açmıış bir çiçek gibi payitaht
Bizans’ın muhteşem rüyasının kalıntısı sanki

Yıldızların pırıltısı altında
Ve hilalin şavkında
Karanlık İstanbul

Orada geçirdiği bir yılımda
Hislere garkeden Ayasofya
Gönülleri derinden çelen Haliç
Unutmak istesem de unutamam
Hayranlıktı duyduğum tek
Dostum Yamada Efendi’nin
Bu yaratıcı fırçasını
Görmenin heyecanıysa da
Sana sadece bir oyun bu, ah ne hoş!
Yüreğin bilmese de
Bugün bu billur aynanda
Yansıyan efsunlu ülke

Avrupa’ya ve Asya’ya yayılan
Bu efsunlu ülkenin
Çoktandır düğümlü gizeminin ipliği çözülünce ah
Nasıl da mutlu olduk sen ve ben!

Taşan sevincim yetiyor fırçamı oynatmaya
Böylece yazdım işte.

Kızıl Bulut Itō Chūta (Kasım 1909)

2023’te Tokyo’da Watarium Çağdaş Sanat Müzesi’nde Açılan Torajiro Yamada Sergisi’nden kareler.