AYYILDIZ VE GÜNEŞ

SERGİ KONSEPTİ

TARİHİ AÇIDAN

Türk-Japon ilişkilerinin geliştirilmesinde öncü isimlerden biri olan merhum Başbakan Şinzo Abe, 3 Mayıs 2013 tarihinde, Türkiye’ye yaptığı ziyaretlerden birinde, iki ülke arasındaki dostluğa romantik bir bakış açısıyla bakmış: “İki ülkenin bayraklarına bakıyorum. Japonya için güneşi, Türkiye için ayı ve yıldızı görüyorum.  Bir günü düşündüğümde ise; Ay-yıldız ve güneş… Onlarsız bir gün tamamlanamaz. Bu yüzden diyorum ki, iki ülkenin karşılıklı olarak birbirine ihtiyacı var ve bu işbirliğinden büyük sonuçlar doğacaktır.” Türk-Japon Diplomatik İlişkilerinin yüzüncü yılı vesilesiyle 2024 yılında düzenlenen “Ay-Yıldız ve Güneş – Yüz Yıllık Dostluğun Hatırası” sergi projesine onun bu sözleriyle ilham kaynağı oldu.

İkili ilişkilerin tarihi, geç Osmanlı, erken Meiji dönemlerine kadar uzanır. Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya’ya, Kongō ve Hiei’nin ise Türkiye’ye yolculuğunun hikayeleri ya da Yamada Tarajiro, Abdürreşid İbrahim’in faaliyetleri iyi bilinmektedir. Bu sergi ise bu arka plan üzerine inşa edilerek, 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla başlayan yüzyıllık döneme odaklanıyor.

Yeni dönemin hikayesi, Kont Otani Kozui’nin Ankara Ahi Mesud Çiftliği’nde yaptığı yatırım ve Cumhuriyet’in kurucusu M.Kemal Atatürk ile ortaklığı ile başlıyor. Yeni kurulan cumhuriyete yapılan ilk doğrudan yabancı yatırımı teşkil eden bu unutulmaz girişim, tarımsal üretim yoluyla Türk ekonomisini canlandırma projesiydi. “Üretim” veya Japonca “monozukuri” vurgusu, o zamandan beri Japon özel yatırımlarının yanı sıra Türkiye’ye yönelik resmi yardımların da yol gösterici ilkesi olmuştur. Türk tarafı ise bu yakınlaşmayı, karşılıklı bağları daima mümkün olan her alanda güçlendirmeye yönelik güçlü bir iradeyle karşılamıştır. Heimei Maru Vakası’nda Türk askerlerinin vatanlarına getirilmesi, İran-Irak savaşı sırasında Japon vatandaşlarının Tahran’dan tahliye edilmesi, Kaman-Kalehöyük’te Anadolu arkeolojisine yapılan katkılar, Kashiwazaki’de bir Türk Kültür Köyü kurulması, Kushimoto’da Ertuğrul batığına yönelik yapılan sualtı arkeolojik araştırmaları, Tokyo Camii’nin yenilenmesi ve bunun gibi birçok faaliyet iki toplumu birbirine yaklaştırmış, vefa ve yardımlaşma temelinde güçlü bağlar gelliştirmesine vesile olmuştur.  

Sergi, ikili ilişkilerde meydana gelen önemli olayları, kilometre taşlarını “Ayyıldız ve Güneş” adında bir gazetenin haberleri oarak özetliyor. Tüm olay ve kişilerin kapsanması doğaldır ki bir serginin içeriğini aşıyor. Dolayısıyla bu serginin bir başlangıç teşkil etmesini ve bu kronolojinin zamanla daha da geliştirilmesini temenni ediyoruz.

Saygıdeğer Abe’nin vizyoner beyanı doğrultusunda; bu sergi, iki ulusun küresel bağlamda her şeye rağmen birbirine nasıl ihtiyaç duyduğunu ve birbirini nasıl tamamladığını göstermektedir.

YARATICI AÇIDAN

İnsanın bilgi birikimi için temel bilgi kaynağı haberlerdir. Medya ve haberin yayılma hızı, iletişim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak tarih boyunca farklılık gösterse de, ana süreç değişmeden kalmıştır: Meydana gelen olaylarla ilgili bilgiler görgü tanıkları tarafından paylaşılır ve ulaşabilecekleri diğer kişilere aktarılır. Bu bilgi akışı, ağızdan ağıza, mektup, gazete, dergi, basılı kitap gibi yazılı medya yoluyla yapılır; TV ve radyo yayınları veya 20. yüzyılın sonlarında ve 21. yüzyılın başlarında internet ve dijital medyanın hızlı gelişimi ile; E-postalar, sosyal medya platformları ve hatta cep telefonlarıyla çekilen kişisel videolar… Her şey insanın hikaye anlatma ihtiyacı ile ilgilidir.

Ayyıldız ve Güneş Sergisi, yukarıda bahsedilen tüm olası medya biçimlerinden faydalanarak unutulmaya yüz tutmuş olay ve insanları bir araya getirmeyi, hikayelerini hatırlatmayı ve onları unutuluştan korumayı amaçlıyor…

KÜRATÖR: Dr. Erdal Küçükyalçın