TARİH (GG/AA/YY) | HABER METNİ |
---|---|
12 September 1994 | Japonya’da Türk kültürünü tanıtmayı amaçlayan bir tema-park kurulması planlandığı haberi Kashiwazaki Nippo’nun haberine göre ilçede kurulması planlanan Kashiwazaki Türk Kültür Köyü projesi için büyük çaplı inşaat izinleri alındığı yazıyor. Projenin 1996 yılının bahar aylarında açılmasının amaçlandığı not edilmiş. Haberde ayrıca şu bilgilere yer verilmiş: Proje Direktörü Toshiyuki’nin anlattığına göre inşaat izinleri için Eylül ayı başında başvurular tamamlandı. Proje 48.000 metrekarelik bir arazide 4 Milyar Japon Yeni tutarında bir yatırımla gerçekleştirilecek. Projenin büyüklüğü nedeniyle planların öncelikle Niigata valisi tarafından onaylanması gerekiyor. Onay işlemleri 3 ay kadar süreceğinden her şey yolunda giderse yıl sonunda izin prosedürünün tamamlanması mümkün. Koiwa’ya göre Türkler, Japonları seven, dost bir millet. Kurulacak Türk Köyü yalnızca Japonlara Türk kültürünü tanıtmakla kalmayıp Türkiye hakkında ihtiyaç duyulan her türlü bilginin de toplandığı bir merkez olarak işlev görecek. Park dahilinde kurulacak Türk restoranında Japonların damak zevkine uyarlanmış Türk yemekleri servis edilecek, çarşısında ise Türk malları satılırken içinde etkileşimi artırmak üzere Türk vatandaşlarına istihdam yaratılacak. |
19 December 1995 | Ankara’da Basın Toplantısı. Japonya’da minyatür bir Türkiye kuruluyor. Japonlar ,tarafından Türkiye’yi tanıtmak amacıyla kurulan “Türk Kültür Kasabası” için 4 milyar Japon Yeni (yaklaşık 2.2 trilyon lira) para harcanıyor. Türkiye’nin, böyle bir tanıtım yapmaya kalkması halinde, bu miktarda bir bütçeyi ayırmakta zorlanacağı bir ölçekte tasarlanan proje, gerçekten ülkemiz açısından iyi bir tanıtım fırsatı. Düzenlenen basın toplantısında yapımcı firmanın temsilcisi Toshiyuki Koiwa Türk Kültür Kasabası’nın “Avrasya Konsepti” işlediği bir dizi tema parkı inşa edilmesi fikrine dayandığını, bu çerçevede Japon halkına Avrasya kültürlerini tanıtmayı ve böylece karşılıklı anlayış ve etkileşimi artırmayı planladıklarını söyledi. Japonya’da Mini Türkiye. Tokyo’ya 4 saat uzaklıktaki Niigata kentinin Kashiwazaki ilçesi, Kujiranami bölgesinde bu yıl yapımına başlanan kasaba 1997 Temmuz ayında açılacak. Yaklaşık 50.000 metrekarelik bir alanı kapsayan proje, yıllık toplam 500.000 ziyaretçi ağırlama kapasitesine sahip olacak. Tema-parkında Türkiye’yi hatırlatacak herşey bulunacak. Topkapı Sarayı’ndan Kapalıçarşı ‘ ya, Sultanahmet Camii’nden Konya Mevlana türbesi Pamukkale travertenlerinden Truva atına, Atatürk anıtından şehirlerimizi tanıtacak simgelere kadar kültürel zenginliğimizin bir çok yönüne yer verilmesi planlanıyor. Projenin sponsorluğunu ise, bu tip tema parklarını destekleyen “Niigata Chuo Bankası” yapıyor. Basın toplantısında konuşan bankanın Yönetim Kurulu Başkanı Ryutaro Omori kasabanın yapıldığı bölgenin seçiminde 7 tepeli lstanbul’a benzer konumunun dikkate alındığını söyledi ve “Kasabadan içeriye girenlere kendilerini Türkiye’de hissettirecekleri bir atmosferi yaratmayı önplanda tutuyoruz” dedi. |
10 April 1996 | Japonya’da Türk Köyü Neredeyse Tamamlandı. Tokyo’nun hemen yanı başında, Japonya’nın başkentinden sadece kısa bir mesafede, Türkiye’nin küçük bir replikası yer alıyor. Ormanlarla çevrili bu küçük Türkiye, her yönüyle Türk kültürünü yansıtıyor. Dahası, içerisinde Kapalıçarşı, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii gibi mimari harikaların izlerini taşıyan binalar ve bir Atatürk heykeli yükseliyor. Bu Türk “köyü”, tıpkı İstanbul gibi yedi tepe üzerine inşa edilmiş olup, Tokyo’ya sadece dört saat mesafedeki Kashiwazaki bölgesinde yer alıyor. Proje neredeyse tamamlanmış durumda ve köyün üç ana mimarı, sponsor Ryutaro Omori, proje yöneticisi Toshiyuki Koiwa ve Türk koordinatör Erdal Küçükyalçın, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i 24 Temmuz’da yapılması planlanan büyük açılış törenine davet ettiler. Köy, Türk yemeklerinden sanatlarına, Türk tarihinden kültürüne kadar Türkiye ile ilgili her şeyi Japon halkına tanıtmayı amaçlıyor. |
11 April 1996 | Sadberk Hanım Müzesi ile İmza Töreni. Japonya’da yapımı tamamlanmak üzere olan Türk Kültür Köyü Swissotel’de yapılan bir resepsiyonla tanıtıldı. Türk kültürünü tanıtmayı hedefleyen bu tema parkı Niigata vilayeti, Kashiwazaki ilçesinde açılacak. Türk Kültür Kasabası adı verilen projede yapılması planlanan bir sergi için Sadberk Hanım Müzesi ile tema parkı yönetimi arasında bir protokol imzalandı. Protokole projenin finansmanını sağlayan Niigata Chuo Bank yönetim kurulu başkanı Ryutaro Omori ve Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi İcra Kurulu Başkanı Sevgi Gönül imza koydular. Mutabakat metnine göre Sadberk Hanım Müzesinde sergilenen eserlerden seçilen 449 eser Kültür Köyünde yapılacak ilk sergiyi oluşturacak. İmza törenini takiben Omori, aralarında Sakıp Sabancı ve Şarık Tara’nın da bulunduğu kalabalık bir misafir topluluğuna yapmış olduğu konuşmada bugüne kadar kapalı kalan Japon Denizi’nin soğuk savaşın bitmesiyle Türkiye ve Doğu Avrupa’nın Uzakdoğu’ya kapısı olacağını söyledi. Sevgi Gönül de konuşmasında Türk ve Japon kültürleri arasındaki benzerliklere dikkat çekerek Japonya’da yapılacak “Sadberk Hanım Müzesinden Anadolu Medeniyetleri” sergisini düzenlemekten heyecan duyduklarını söyledi. |
27 July 1996 | Kashiwazaki Türk Kültür Kasabası Törenle Açıldı. Büyük bir tören ve büyük umutlarla açılan proje zamanla onbinlerce Japon misafiri ağırlayarak Türkiye’nin tanıtılmasında önemli bir rol oynamıştır. Ancak ülke ekonomisinin zayıflama eğilimine girmesinin ardından Niigata’da meydana gelen şiddetli bir deprem sonrasında azalan ziyaretçi sayısına dayanamayarak Ekim 2004’te kapılarını kapatmış, iki ülke ilişkileri tarihindeki yerini almıştır. O dönemlerden kalan en önemli yadigar olan, Türkiye Cumhuriyeti tarafından parka hediye edilen Atatürk heykeli daha sonra Sasakawa Peace Foundation eliyle restore edilerek Kushimoto’ya taşınmış olup halen orada ziyaret edilebilmektedir. |
Kutu | Tema-parkın Bölümleri Bir çok bina ve tesisten oluşan Türk Kültür Kasabası Projesinin ana bölümleri şöyledir: 1) KAPALIÇARŞI Türkiye’yi ziyaret eden turistlere en çok heyecan veren yer olarak bilinen, Kapalıçarşı’nın atmosferi burada yaratılmıştır. Bina 7 Mt yüksekliğinde, 35 Mt uzunluğundadır. Bu yapı iki anlamda tesisin en önemli bölümüdür. Birinci neden, yalnız Türk ürünlerinin satış yeri olarak değil, çayhanesi ile, geleneksel Türk el sanatlarına ait özgün örneklerin yapımlarının sergilendiği atölyeleri ile ziyaretçilerin kendilerini Türkiye’de gibi hissetmeleri sağlanmıştır. İkinci olarak çarşı; projenin Türk ürünlerine ilgiyi artırarak karşılıklı ticarete katkıunacaktır. Türkiye’ye ait özgün, ürünlerin satıldığı bu ortamda ziyaretçilere 1. 115 m2 lik bir kapalı alanda sıcak bir İstanbul havası yaratılmaya özen gösterildi. 2) GÖSTERİ SALONU Bir ülkenin kültürünün iyi anlatılması ve iyi anlaşılması açılarından folklorik özelliklerinin ve görsel sanatlarının sergilenmesi önemli ve gereklidir. Bu salonda çeşitli folklor gösterileri, geleneksel halk oyunları ve dansları Japon ziyaretçilerin katılımları ile 175 metrekarelik bir atmosfer içinde sunulacaktır. Gösteri salonunun üst katında ise Türk mücevher işçiliğinin sergilendiği 136m2lik bir salon daha tasarlanmıştır. 3) TÜRK RESTORANI Japonya’da dünyanın en önemli 3 mutfağından biri olarak bilinen Türk mutfağından lezzetlerin sunulacağı bir restoran düşünülmüştür. Bu restoran 250 kişilik kapasitesi ve 1072 m2lik kapalı alanıyla ile Japonya’da bir ilk olacaktır. 4) MÜZE BİNASI Tarih boyunca Doğu ile Batı arasında her konuda olduğu gibi kültür ve sanat platformlarında da köprü görevini üstlenen Türkiye’nin, eşi bulunmaz sanat eserleri her yıl birkaç defa dönüşümlü olarak burada sergilenecektir. Japon eğitim sisteminde, her seviyedeki öğretim kurumları yaptıkları eğitim gezilerinde tarihi eserlere ve müzelere önemli bir yer ayırmaktadırlar. Japon halkına bu kültür ve sanat eserlerini tanıtmanın yanı sıra, Türkiye’nin zengin tarihi ve Japonya ile olan dostane ilişkileri anlatmak, öğretmek, ayrıca Japonya ‘nın geleceği olan çocuklarımıza vereceğimiz eşsiz bir uluslararası eğitim olması açısından proje içinde önemli bir yer tutmaktadır. Türk Kültür Kasabası’nın açılışından itibaren, başlangıç olarak bir süre için Koç Vakfı’nın vermiş olduğu destek ile İstanbul’daki Sadberk Hanım Müzesi’nin eşsiz kolleksiyonu sergilenecektir. Ayrıca Müze binasının yanında, özel bir sergi salonu olacak, burada Türk turizmine faydası olacağı düşünülen ve Türkiye’yi tanıtıcı reklamların yapılacağı bir bölüm de yer alacaktır. Bu bölümde Türk el sanatları sergilenecek ve Türkiye hakkında her türlü bilginin verildiği bir köşede oluşturulacaktır. Geleneksel Türk yaşam tarzı, örf ve adetler konularına göre ayrılarak, Kına gecesinden Türk Kahvesine kadar bir çok konu 669 M2 lik bu alan içinde ve özgün ortamında tanıtılacaktır. 5) ORTA BAHÇE Geleneksel Türk yapı ve Yerleşim tarzında sıkça bulunan Orta Bahçe, güzel havalarda Folklor gösterilerinin yapılacağı bir yer olma işlevinin yanısıra seyyar satıcıların, Döner Kebap, Maraş Dondurması gibi çeşitli Türk yiyecek ve içeceklerinin sunulduğu 420 m2lik bir alan olarak düşünülmüştür. 6) TEPE ALANI Parkın genelinin, Japon Denizine bakan muhteşem bir panoramik manzara eşliğinde görülebileceği, hafif eğimli, çim kaplı 1.600m2lik bir seyir terası olarak tasarlanmıştır. |
Kutu | MİMARİ KONSEPT ` Projenin mimari tasarımı Kajima Kensetsu Mimarlıktan, ödüllü genç mimar Norio Kita tarafından yapıldı. Binaların çağdaş ve doğaya uyumlu yerleşiminden dolayı mükemmel ve etkileyici bir görünüme sahip olmasına özen gösterildi. Japon denizine bakan bu tepenin sahip olduğu manzaranın; İstanbul tepelerinden görülen muhteşem Boğaz manzarasını hatırlatması önemliydi. Ancak manzara kadar doğaya uyumlu yapılar doğaya zarar vermeyecek şekilde inşa edilmekte olup doğa ile içiçe olacak şekilde tasarlandı. Binaların doğa ile güçlü bağları kasabamızı ziyaret edecek olan misafirlerimize ayrı bir coşku verecek. Mimari çizimlerinde, Mimar Sinan başta olmak üzere Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerini her bölümde görmek mümkün. Selçuklu dönemindeki altıgen prizma formundaki minareleri çağrıştıran anıtsal kule, Osmanlı dönemindeki kubbe ve minarelere benzeyen formlar, ortada bulunan avlu tarzındaki bahçe, ayrıca Türk mimari özelliklerinden biri olan geometrik desenli oyma kapılar, Türk Kaligrafi sanatının bina süslemelerinde kullanılması gibi ögelerle Türk kültürünün özünü yakalamaya gayret edilmiş ve Japonlar için rafine bir Türk mimarisi imaji yaratılmaya çalışılmıştır. Tasarımsal açıdan minimalist Japon yaklaşımı ile geleneksel Türk mimarisinin harmanlandığı, görenleri şaşırtıp hayran bırakacak bir senteze ulaşmak amaçlanmıştır. |
Kutu | Mimar Norio Kita’nın Konsept Metni 建築家北典夫のコンセプト文Third Plane /Üçüncü Düzlem Bir Başka “Bütün” “Farklı zaman dilimlerine ait olayları” hatırlatacak ve yabancı bir kültürü tanıtacak olan bu proje, çok katmanlı hayallerle kuşatılarak hayal edildi. Kule, dikey bir ekseni işaret eder… Gökyüzü ve yeryüzü, kulenin temelini oluşturan kare bir ayna aracılığıyla tersine döner. İki taraftan farklı hızlarla fotoğrafları çekilen birkaç dikdörtgen, bir pelerinin dalgaları gibi kıvrımlı yüzeye, bir sınır çizgisine dönüşür ve an, bir sonraki anla çakışır. Kütle, eğimlere doğru gömülürken, düzlem topraktaki parçacıkları toplar. Birbirlerine yeni eklemlenmiş şekillerin sahip olduğu farklı iradeler, bir yandan kendi yapılarını kazanırken diğer yandan da ışık, hava ve insanı kendine çekerek mekâna yönlendirir. Mimarlık gibi tamamlanmamış bir alanda, insan birey olarak var olur. Birey nesnelerin önünde durur ve düşünür. Her formun bir işlevi var ve yapısı sıradan bir mikrokozmos gibi görünse de “bütün” aslında, oluş ve bozuluşun sürekli tekrarından, uyumsuzluğun istiflenmesinden başka bir şey değil. Bir döngü kendisini gösterir göstermez onu takip eder gibi başka iradelerle başka zeminler yükselişe geçmeye başlar… Şekil ve mekânı algılama eylemi, onlara kendine has bir yapı kazandırmakla aynı şeydir. Bu da, aynı, forma irade verme eylemi gibi, yalnızca henüz görülmemiş ideal şekil ve mekânla karşılaştırıldığında var olabilecek, belirsizlik içeren bir eylemdir. Zamanla bu belirsizliğin farkına varılsa bile, tanıdık olduğu düşünülen şekiller, dikdörtgenler ve hatta düz çizgilerin bile hala tam anlamıyla algılanamaz ve yönetilemez olduğu anlaşılacaktır. Böyle bir ortamda, denge eksikliğinin doğurduğu hisler bir bir uyanacak; algı katmanları / akışkan şekillerin üstüste birikmesinden oluşan anlar ve onlardan oluşan “bütün”, katmanlanmaya devamla başka bir “bütün”e doğru sürekli değişmeye devam edecek… Norio Kita |